Yine havanın bozdugu , yağışın oldugu günlerden biri .
Ders bitimi, durakta otobüsün gecikmesiyle koşuşturan insanları incelemeye
koyuldum . Müthiş zevkli bir şey , geri plandan insanlara bakmak . İnsanların
arasına karışıldıgında fark edemediğimiz her şeye dikkat kesiliyorum . Lise
öğrencilerinin de dağıldıgı saat olmalı
ki bolca lise öğrencisi bekliyor . 14-15
yaşlarında 5-6 liseli çocugun
tokalaşmalarını izlerken , gülmeden
edemiyorum . Yumurta tokuşturur gibi
kafalarını birbirlerine değdirip selamlaşmaları ; hepsinin aynı şekilde tokalaşması ve de parmakları
arasında tüten sigaralarıyla çoğu kişinin benim gibi onları izlediği hissine
kapıldım.
Az sonra gelen otobüse binerek ev yoluna
koyuldum .. Cam kenarının bana düştüğü bir yolculukta dışarıyı izlerken ,kırmızı ışıkta ellerinde
güllerle çiçeklerini satmaya çalışan adamı izlemeye başladım .. Çiçekler güzel görünüyordu , oldukça .. Hemen sonra güllerden bir buket alan biri ile beraber garip bir duygu kapladı içimi .Daha önce hiç birinden çiçek
almamıştım , o ana kadar bu bir eksiklik değil iken birden bunun boşluğunu gerçek bir şekilde hissettim . Sanırım bir
insana verilesi en güzel hediyelerden
ilkiydi çiçek .. Tek başına bile binbir duyguyu , anlamı , şıklığı
barındırıyordu . Pek çok pahalı
hediyenin yerini pekala tutuyor , kırgınlıkları bitirmeye vesile olabiliyordu.
Bir anda ortamın havasını değiştirebilecek bir büyüsü vardı çiçeklerin .. Bu
güne kadar dizilerde , filmlerde üstüne
senaryoların yazıldıgı birinden çiçek almak denilen durumun
aslında abartıldığı kadar güzel bir şey olduğunu düşündüm .
Hiç kimseden , zerre beklentisi olmayan
ben ; O AN gönülden verilen bir çiçeğin mutluluğunu yaşamayı
o kadar istedim ki …